körelmiş duyuların ivintisinde yitirdin
en saf en güzel sevgileri
en bakir yaşlarla
nemlendi dudakların
seni ne büyük umutlar
ne mutluluklar yokladı
bilmezsin....
ve... öylesine değiştim
bir gün dönümü mesafede
ne temiz duyguları
ne de sana sakladığım sevgilerin
göremezsin parıltılarını
gözlerimde sevdiğim
göremezsin...
Yıllar boyu ömrümün
çorak toprağında ben
yalan sevgilere hep
boşa kürek çekmişim
Tanrının bahçesinde
yazık ondan bihaber
aynı yolları her gün
tekrar tekrar gezmişim
ne yeşil gözlü doğa
ne kuşlar kelebekler
bunca yıl daha fazla
kaçamazdı uzağa
çiçekler kokusuyla
sıradan bir vazoda
ürkütürdü gönlümü
solmaya başlayınca
büyülü bir el beni
çekti aldı doğaya
mucizelerden gün gün
başlıyorum korkmaya
gözlerim yeşillerde
yedi rengi görüyor
gün batımında güneş
mehtaba gülümsüyor.
Şu acı beyazları
yazdı dört mevsim
aşk ve özlem arası
...soldu nefesim
kısa bir öykü
bir ömürlük sevda şarkısı
bardağın son damlası
...sanki bir içim
ah...kıvırcığım ak benizlim
döküldü içime çöl sıcağı
pusuda beklermiş ayrılık
...bilemedim
düşlerle ölümsüzlüğe
giydirdim sevda türkülerini
bir baharlık sevda güneşini
sardı tenim
kısa bir öykü içti zamanı
...sanki dört mevsim
dil/im met cezir olur
şaşırır yüreğim
sesim öylece tedirgin
keser ayazı nefesim
susmak zamanı mı şimdi
tenim sevdalanmış hayata
açılır gözüne sevginin
çeksem ilk nefes gibi derin
açılır imgelerim
yazarım önce
gözlerime
sonra gittiğim yola
yıkanıp, arındıkça
hırçın yağmurlarda
zamansız fırtınalarda
dudaklarımı bekler
amansız direniş türküsü
kaybetsemde bırakamam
yüreğimi alkışlar avuçlarım
eksilir yalancı zaman
yüzsüz kadere aşk olsun
önce yağdı göğsüme
sonra çöle çevirdi...
Sensiz yaşantılarda
kimseye inanmazdım
insanlarda dostluk
insanlarda doğruluk aramazdım
sen varsın sevgili dost
herşey bir renk görünüm değişimi yaptı
öyle anlamsız değil dünya
sen varsın
yüreğimce açık kollarım
senin gözlerince gözlerim böyle yeşil
ellerim sıcak ve güleryüzlü
sen varsın sevgili dost
yaşamak anlamsız değil.
Ey! ... bizi
altında saklayan güller
sıcak toprak, sakin gökyüzü
ölümsüzlüğe yeşeren yaprak
gözlerim seyirci
gözlerim ıslak
alıngan kimsesizlik
dar geldi bedenime
eylül ışıklarında yüzün
buram buram sevda tütüyor
şimdi gizli bahçede
kimbilir kaç mevsim gittik
kaç değişim yaşadık mutlu , esrik
yaban güllerinde kaldı tenin kokusu
her solukta kaybetme korkusu
yokluğa davet
ölümüne dirilik
ete, kemiğe büründü
HASRET.
Sen yeşil başlı
hüzünlü dağ
gün ışıklarıyla çiçeklen
yağmuru karşıla
güler yüzünle
kaçan renklerine
tutun güneşin
rüzgarla seslen
gecenin ışıklarını getir
yıldızlar eski dost gibidir
seninle güzeldir uzaklar
baharı şenlendir.