güz/indi sabahın koynuna
zamanın tozunu üfledi
dedim; rüzgara tutuldum
üstümden biraz bulut geçecek
yoksa, bu telaşlı yeryüzü
giydirip gölgesini beni kirletecek
ölmedim ya sınarım kendimi
bir daha sınarım
göğsümde sabır çiçeği
ne kadar büyürse o kadar iyi
yol haritamı çizecek
biraz dışarda kalırım
dalında sabahlayan yaprak gibi
teslim olurum ağrıyan yerlerime
yakıp ışığı güneşin gözüne
bilmem kaçıncı dalga boyutunda
her şeyi unuturum
güz/indi …
İçime doğrultup gözlerini
dedi: dilimden düşmez
o kadim vazgeçilmez ses
‘’Her son bir başlangıçtır’’
Gel!…Gitmek zamanı şimdi…